Korsan taksicilikle mücadele kapsamında yapılan denetimlerde Kasım 2017'ye kadar 2 bin 873 "Uber" aracı ve 6 bin 600 "Uber" kullanıcısına para cezası kesildiğini belirten Külünk, AK Parti'nin her zaman taksicilerin yanında olduğunu dile getirdi.
Hem yasaların hem de meşru zeminde aldıkları yetkiyle çalışan taksicilerin haklarının küresel korsan taksicilik "Uber" tarafından tehdit edildiğini vurgulayan Külünk, taksiciler ve belediyelerin el ele vererek "Uber"e karşı yeni strateji geliştirmesi gerektiğini, aksi halde ciddi sıkıntıların yaşanabileceğini dile getirdi.
Külünk, "Uber"in hem müşterisinin hem de kendisiyle çalışan hususi araç sahiplerinin cezalarını üstlenerek yasa dışı faaliyete devam etmeleri yönünde suça teşvik ettiğini, kamu düzenini ve iç güvenliği tehdit ettiğini belirten Külünk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yasa tanımaz küresel korsan taksicilik uygulaması, Türkiye'de yasaları tanımadığını, bu konuda kendi alanlarında bir ceza söz konusu olursa, bu cezayı hem müşteri hem de araç sahibi adına ödeyerek devlete kafa tutma cüreti göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti devletine kimse kafa tutamaz, tutamayacaktır da.
Nasıl 'booking'de, acentelerin karşı karşıya kaldığı tehdidin ardından yargı, konuya dair dikkat kesilerek attığı adımla konunun çözümüne dair mesafe aldıysa şimdi de yargıyı göreve davet ediyorum; iç hukuku tanımamayı açık bir süreklilik haline getiren Uber'e karşı yargı mutlak suretle Türkiye'nin iç hukukunu korumak ve de taksi esnafının meşru hukukunu korumak, adaleti tesis etmek üzere adım atmalıdır."
Metin Külünk, "booking" ve "Uber" arasında fark olmadığını, ikisinin de düzeni bozucu hareket ettiğini, iç hukukta meşruiyetleri bulunmadığını, vergi ödemediğini anlattı.
"Uber"in müşterilerin yol, lokasyon ve kişisel bilgilerini sattığının iddia edildiğini aktaran Külünk, "Uber, terör eylemlerinde ve yasa dışı faaliyetlerde kullanışlı ve kayıt dışı bir ulaşım platformu olarak iç güvenlik tehdidi oluşturmaktadır. Çünkü kontrol altında değildir." ifadelerini kullandı.